TELİF HAKLARI DERNEĞİ
  • Telif Hakkı, Kul hakkıdır.
Telif Hakkı, Kul Hakkıdır.

Telif Hakkı

21.12.2018 00:00

Telif hakkı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü'nün tarifine göre: "Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklardır" denir.

Telif hakkı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün tarifine göre: “Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklardır” denir. Ülkemizde, Osmanlı döneminde telif haklarıyla ilgili ilk hukuki düzenleme 1857 tarihli Telif Nizamnamesidir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ise Profesör Ernst Hirsch tarafından hazırlanmış ve 1952 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun 1983, 1995, 2001, 2004, 2007 ve 2008 yıllarında değişikliğe uğramıştır. 

3-5 Mart 2017 tarihleri arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İstanbul’da Üçüncü Kültür Şûrası yapıldı. Şûrada on yedi komisyon vardı. Bu kurulan on yedi komisyonun önerilerini güçlü kılacak, besleyecek ve geliştirecek şey olan telif hakları ile ilgili bir komisyon maalesef şûrada yer almadı. Üçüncü Kültür Şûrasının bu önemli eksikliği geçen ay (23 Mart 2017) İstanbul’da gerçekleştirilen “Telif Hakkı Kul Hakkıdır: Telif Hakları ve Türkiye”  programıyla bir bakıma tamamlanmış oldu. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür Daire Başkanlığı, Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü “Özel Etkinlikler” kapsamında; Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bakırköy Anadolu Lisesi ve İLESAM’ın da (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) katkı ve iş birliği sağladığı program Bakırköy Anadolu Lisesi Müdürü İrfan Müftüoğlu’nun selamlama konuşmasıyla Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde masaya yatırıldı. Toplantıyı geniş bir izleyici kitlesi takip etti. İLESAM İstanbul Şube Başkanı sosyolog Cafer Vayni’nin yönettiği “Telif Hakkı Kul Hakkıdır: Telif Hakları ve Türkiye” panelinde Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Mevzuat Daire Başkanı Fatoş Altunç, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Dr. Adnan Çavuş ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Av. Dr. Cahit Suluk, Türkiye’de Telif Haklarını çeşitli yönleriyle ele alarak etraflıca bilgi verdi. 

Benim de kuruluşunda bulunduğum ve yönetim kurulu üyesi olduğum Telif Hakları Derneği’nin başkanlığını yürüten İLESAM İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni; “Telif hakları ilim, edebiyat, musiki, sinema, güzel sanatlar, çeviri, bilgisayar programları, mimarlık ve haritacılık gibi çok geniş toplum kesimini ilgilendiriyor. 21. Yüzyıl dünyasında rekabet artık telif hakları, marka ve patent konularında yoğunlaşıyor. Batı emperyalizminin yeni şekli bu alanda kendini gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İLESAM “Telif Hakkı Kul Hakkıdır: Telif Hakları ve Türkiye”  programı ile ilk defa geniş kesimleri ilgilendiren ve hak ihlalleri çok olan konuyu doğrudan ve etkin olarak gündeme getirmiş oluyor” dedi.

Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş; “Telif hakları ülkelerin bilimsel, kültürel, sosyal, iktisadi bakımdan gelişmelerinin dinamosudur. Gelişmiş ülkelerin hepsinde bilim, kültür ve sanatta ileri seviyedeki ülkeler olduğunu görürsünüz. Bu ülkelerde telif haklarına azami derecede önem verilmektedir” dedi. Av. Dr. Cahit Suluk’un Batı ve Türkiye’deki telif haklarını karşılaştıran konuşmanın ardından; Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Dr. Adnan Çavuş, 5846 Sayılı FSEK’in 71,72 ve 81. Maddeleri çerçevesinde telif hakkı ihlallerini cezai vechelerine işaret etti. Dr.Çavuş, telif hakkı ihlallerinin hırsızlığın bir nevi türü olduğunu ve bu yönde toplumsal olarak kültürün oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Fatoş Altunç’un gerek konuşması ve sonrasındaki sohbetimizden Telif Hakları konusunda Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün en etkin biçimde uzmanlaştığının altını çizdi. Altunç, “Telif Yasası, fikirlerin somutlaştığı eserleri korumak için vardır. Telif hakkının doğması için tescil edilmesine gerek yoktur. Herhangi bir kişi, herhangi bir eseri ürettiği andan itibaren hukuki olarak korunmaya başlar. Bunları korumak için herhangi bir yere tescil ettirmek zorunda değilsiniz. İsteniyorsa, ispat için bakanlık veya notere tescil edilmesi mümkündür. Telif haklarının ikinci önemli özelliği, soyut niteliğe sahiptir. Herhangi bir kitabı, kitabevinden satın aldığınız zaman o kitabın mülkiyeti sizdedir ama içindeki eseri tekrar yazamazsınız, çoğaltıp dağıtamazsınız. Bir kitabın fiziki mülkünün edinilmesi demek, eser içindeki telif hakkının da edinilmesi demek değildir” dedi.

Türkiye’de telif hakkı bilinci ve kültürünün yerleşmesinde, telif haklarına konu olan eser üretiminde ve bu alanda dünya ile rekabet edebilir hale gelebilmemizde devlete büyük görev ve yükümlülük düşüyor. Devletin özellikle “telif hakkı” konusunda öncü olması ve eser sahiplerinin haklarını yasal düzenlemelerle etkin olarak koruması gerektiği kanaatindeyim. Telif hakkı bir kul hakkıdır. Dikkat etmek zorundayız!...


Yorum Ekle